Oğuz Atay Sözleri Sayfamızda sizler için En Anlamlı ve En Güzel Oğuz Atay Sözlerini hazırladık.Sayfadaki Oğuz Atay Sözlerini dilediğiniz gibi sms gönderebilir sosyal medyada paylaşabilirsiniz..
Bu Yazımızda: Oğuz Atay Sözleri,Oğuz Atay Sözleri 2018,Oğuz Atay Sözleri Facebook,Oğuz Atay Sözleri Sevgiliye,Oğuz Atay Sözleri Aşkıma,Oğuz Atay Sözleri 2016,Oğuz Atay Sözleri Yeni,Oğuz Atay Sözleri İndir,Oğuz Atay Sözleri Paylaş bulacaksınız.
— Yağmur yağıyor Olric, ıslanıyor etraf ağlasak kimse anlamaz değil mi ? Anlamaz efendimiz. Anlasa ne olur ? Utanırız efendim..! Sevmeyi göze alan utanırmıymış Olric !
— Siz bilmezsiniz albayım : insanlık tek başına kollarımda can verdi. yanında kimseler yoktu.
— Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım. Mürekkeple yazmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım.
— Seni seviyorum ve yalnız seni görüyorum. Seninle ilgiliyim başka her şeyi unutuyorum. Sözün gelişi değil bu ; Ben sözümün eriyim başka anlamları olsaydı sözlerimin başka anlamlara uygun kelimeler bulurdum. . .
— Çok yükseğe çıkamam; bende yükseklik korkusu var. Kimseyi yarı yolda bırakamam; bende ‘alçaklık’ korkusu var.
— Elimde değil Olric! Ne Efendimiz? Elleri Olric Elleri. . .
— Sigarayı bırak artık diyordun ya bana, bende bırakmıyordum. Çünkü senin, benim için üzülüyor olmana içten içe seviniyordum.
— Kolundaki yaralar efendim ? Tutunurken öyle oldu Olric. Ya Yüreğindeki yaralar. . . Efendim ? Tutulurken öyle oldu Olric..! Peki ya gözlerindeki suskunluk ; Ne Efendim ? Hiç dokunma..! Sus Olric!.
— Can çekişmek nasıl bir şey bilir misin Olric? Hayır efendimiz, nasıl bir şey ? Ona söyleyebileceğin o kadar sey varken susmaktir Olric.
— Biliyor musun Olric, benim bir çok dostum var. Görüyorum efendimiz, hepsinin sırtınızda izleri var. . .
— Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek.
— Söyle evladım’ diye teselli ederdi annem beni. Söyle de içine hicran olmasın. Hicran oldu anne.
— Güçlü olmak artık beni yoruyor Olric , ki buralarda bilmem, hangi uykunun, hangi köşesinde beklemedeyim hiç gelmeyecek olanı.
— Neden sadece bir hayal ürünüsün Olric? Siz gerçeksiniz de ne oluyor efendimiz.
— İyi geçinmek iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur!
— Sen acıyı biriktirmeyi seversin Olric. Sen biriktirmeyi seversin. . . Hadi devam et şimdi, Kuru yaprakları. . . Deniz taşlarını. . . Gözyaşını. . . Sorulamamış soruları. . . Senden kalan sesleri. . . Yaşanamamış paylaşılmışlıkları. . . Birlikte harcamak üzere kalbinde biriktirilmiş zamanları ve hüznü. . . Ve özlemi biriktirmeye.
— Tabiat, sırlarını bakmasını bilene açıklarmış.
— Son bir şans daha verme, sevgine ayık olmayana. Merak etme, aşk yürek işidir ve yüreği olmayanın kalbi kırılmaz nasılsa.
— Bize öğretilen her söze inandık. Yasaktır dendi kandık. Hep girilmez levhalarına aldandık. Bu tutulan yol yanlıştır bize.
— Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım; mürekkeple yazılmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim, azaldığımla kaldım.
— Şimdi al yalnızlığımı ört üzerine Olric. . . Belki o vakit bırakıp her şeyi. . . gelirim bir yerlerden başlamak için yeniden. . .
— Sırf onun eseri diye. . . Öyleyse, ben de hayatımın sonuna kadar aynı yerde kımıldamadan oturacağım. Herkes istediği kadar koşsun. Beni anlayacak insan, oturduğum yerde de beni bulur. . .
— İlk çekingenlikler ne kadar tatlıdır. Oysa insan, bu beceriksizlikleri bir an önce yenmeye çalışır. Bütün gücüyle büyüyü bozmak, buzları kırmak için uğraşır.
— Bu düzmece oyun sona ermeli. Kendi benliğimizi bulmalıyız. Yol verip yakarmaktan vazgeçmeliyiz. Rüyalarımızı gerçekleştirmeye çalışmamalıyız, gerçekleri rüya yapmalıyız. Çelişiksiz dikensiz ve düzgün rüyalarımızı yaşamalıyız. Sözümüzün eri olmalıyız: Kırılacak kafaları kırmalıyız. Bize acınmadığı için acımamalıyız.
— Biliyor musun Olric? Artık yalnızlığı bile çok seviyorum.
— Hayatta silgim hep kalemimden önce bitti. Çünkü kendi doğrularımı yazacağım yere, tuttum başkalarının yanlışlarını sildim .
— Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için on bin kitap okumuş olmayı isterdim dedi. Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.
— Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma, boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna.
— Ben ölmek istemiyorum. Yaşamak ve herkesin burnundan getirmek istiyorum.
— İnsan seviyorsa kaybetmekten korkar. Kıskançlık da bir kaybetme korkusudur. Kıskanmıyorsa eğer; yeterince sevmiyordur.
— Ne ölmek nefessiz kalmaktır; ne de yaşamak nefes almaktır. Yaşamak; sevilmeyi hakeden birine yaşamını harcamaktır.
— Hayır dostum ben en acıklı anlarımda bile güldürücü sözler bulan bir insanım, kendime acımam bundandır.
— İnsanlar bozuk para gibidir. İki seçenek vardır: Yazı ya da tura.. Bir yüzünü gösterirken bize diğer yüzünü zaman gösterecektir.
— Hiç kimseyi anlamıyorum. İnsanların arasına karışıp onlara uyduğum için de kendimden nefret ediyorum.
— İki kadına adamak istiyorum hayatımı.. Biri “erkeğim desin bana, Diğeri sadece baba.
— Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
— Oysa bazı insanlar vardır; en çamurlu yerlerden bile kolalı beyaz gömleklerini ve açık renk pantolonlarını kirletmeden çıkarlar. Böyle adamlar hayatta başarıya ulaşırlar.
— Yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi?
— İnsan çok sevdiği halde neden her defasında terkedilir? Ve beklenenler, neden hep vazgeçildikten sonra gelir?
— Daha kaç kez ıskalayacağız hayatı Olric? Oklarımız bitene kadar efendim.
— Ne zoruma gidiyor biliyor musun Olric ? O’na yazdıklarımı O’ndan başka herkes okuyor..
— Biliyor musun Olric. Neyi efendimiz? Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı. Neden efendimiz? Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
— Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler; ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır.
— İnsan nedir bilir misin Olric..? -Nedir efendimiz..? “-Ağaçları kesip onlardan kağıt yapan sonrada o kağıtlara “Ağaçları Koruyunuz yazandır. . .
— Ben, senin bilinçaltı karanlıklarına ittiğin ve gerçekleşmesinden korktuğun kirli arzuların, ben senin bilinçaltı ormanlarının tarzan’ı! yemeye geldim seni. benden kurtulamazsın. ben, senin vicdan azabınım!
— Bizi başkaları anlamaz Sevgi. Başkalarının aklı başkadır. Bu yüzden ikimizi hep garip bakışlarla süzmüşlerdir. Şimdi beni de garip, bakışlarla süzenler var. Ben onlara aldırmıyorum. İnsanların beni beğenip beğenmemeleri umurumda değil artık. Ben kendimi tanımakla ilgiliyim.
— Herkes birikmiş bizi seyrediyor. Dağılın!.. Kukla oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz.
— Neden yalnızlıktan şikayetçidir ki insan. Ne yani, Mutlu olması için bir sevgiliye mi muhtaçtır her zaman.
— Hep geçer diyorlar ya Olric.. Sence geçer mi ? Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer. Ama mutlaka geçer . . .
— Gelir mi dersin Olric? Gelmez, gelemez efendimiz. Neden Olric? Yüreği o kadar büyük sevemezde ondan efendimiz.
— Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle çizdim ben.
— Artık gelecek planlarımı hayattan gizli yapıyorum. Sanki hayat, işini gücünü bırakıp planlarımı bozmak için herşeyi yapıyor.
— Beni anlamalısın. Çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.
— Nedensiz ve sebepsiz sevdim seni. Çünkü bir sebebi olsa, aşk olmazdı bunun ismi. . .
— Bir yerde söz biter. . . İki kişi karşılıklı kendini tekrarlamaya başlar. Yeni başlayan ilişkiler bile eskir böylece. Hemen kaçacaksın ki aklın orada kalsın. . .
— Sus Olric! Düşünüyorum. Düşünmek ne haddinize efendimiz? Descartes düşündükçe var oluyordu Olric. Descartes düşündükçe var olur, siz düşündükçe yok olursunuz efendimiz. . .
— Tarih bir tahriften ibarettir. Tarih, geçmişten geleceğe uzanan ve bugün gördüğümüz bir rüyadır. Bütün rüyalar gibi tarih de yorumlanabilir; ama görülürken değil.
— Oysa bizim bütün güzelliğimiz, yaşadıklarımızla düşündüklerimiz arasındaki acıklı çelişkinin yansımalarından ibaretti.
— Zaten senin ‘ hiçin ‘ fesat.
— Yemek koyulurken, “bu kadar yeter dedikten sonra mutlaka bir kaşık daha yemek koyan kişiye ‘anne’ denir. Ve o her şeye değerdir.
— Ne çok şey biliyor bu insanlar Olric ? Herkes işine geleni biliyor efendimiz.
— En tehlikeli kelime nedir Olric ? -Ama’dır efendim bana göre. . . -Neden Olric ? -Önceden söylenen her söylemi veya kelimeyi öldürür! Mesela, Seni seviyorum ama. . . gibi.
— Keşke nedir Olric? Hatalarımız efendimiz. Çok mu hata yaptık? Keşke diyecek kadar efendimiz.
— Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna.
— Biliyor musun Olric. Artık yalnızlığı bile çok seviyorum, sırf onun eseri diye. . .
— Zaman her şeyin ilacıysa, fazlası intihara girmez mi?
— İçimden şehirler geçiyor, sen her durakta duruyor, inmiyorsun. . .