Cemil Meriç Sözleri, Cemil Meriç Sözleri Kısa, Cemil Meriç Sözleri Facebook, Cemil Meriç Sözleri Twitter, Cemil Meriç Sözleri Whatsapp,Cemil Meriç Sözleri instagram,En Anlamlı Cemil Meriç Sözleri, En Anlamlı Cemil Meriç Sözleri Kısa, En Anlamlı Cemil Meriç Sözleri Facebook, En Anlamlı Cemil Meriç Sözleri Twitter, En Anlamlı Cemil Meriç Sözleri Whatsapp, En Anlamlı Cemil Meriç Sözleri Yeni, En Anlamlı Cemil Meriç Sözleri instagram
Her büyük adam kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır.
Sol ve sağ. Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit.
Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür.
Din, Avrupa için bir afyondur, bütün ideolojiler gibi.
Cinayete ses çıkarmayan caninin suç ortağıdır.
İnsanlar sevilmek için yaratıldılar. Eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni; eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmalarıdır.
Bir ideal için ipe çekilmek, ölümlerin en güzelidir.
Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi!
Acıları dev aynasında büyüten rezil bir hassasiyetim var.
Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir?
Her çağ kendi kelimelerini söyletmiş kelimeye; her demagog kendi yalanlarını.
Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir.
Meçhule açılan bir kapıdır kitap. Meçhule, yani masala, esrara, sonsuza.
Evladım bu ülkede sağcı solcu, ilerici, gerici yoktur. Namuslular ve namussuzlar vardır. Siz namuslulardan olunuz. Göreceksiniz, çok kalabalık olacaksınız.
Bu çökmeye hazır medeniyet üç sütün üzerinde duruyor; süngü, açlık, fuhuş.
Düşünceye câzip ve parlak bir biçim vermek küçültür düşünceyi. Büyük yazar içinden gelen sesi olduğu gibi haykırandır. Kelimeleri kullanırken avamın hoşuna gidip gitmeyeceğini düşünmez.
Duygunun asaleti, kuvvet ve isabetindedir.
İngiliz hodgamdır. Bir millet değil de bir yığın.Yığın düşünmez, mâruz kalır. Nezleye yakalanır gibi tutulur bir fikre. Ateşi yükselince arslanlaşır, nöbet geçirince her mukaddesi unutuverir.
Tarihi yaratan, fertle yığın arasındaki anlaşmazlık.
Tabular tabular! Her adımda şuura dur emrini veren bir jandarma neferi. Her kapının arkasında, elinde bıçak, bekleyen bir harem ağası. Düşünme! Düşüneni iftiranın ve sefaletin lağımında boğduktan sonra ellerimizi yıkayıp, efendim bizde filozof yetişmiyor diye ah u vahlar.
O kadar yalnızdım ki karanlıklardan İblis’in eli uzansa minnetle sıkardım.
Ormanı görmedin. Ağacı görmedin. Rüzgârın önüne savurduğu birkaç kuru yaprağı insan zekasının bütünü sanıyorsun.
Yığın düşünmez, maruz kalır.
Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekânın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek.
Deha tabiatın en tehlikeli armağanı.
Aşk bir teslimiyettir, bir eriyiştir. Yeniden doğmak için uyanıştır. Aşkın bütün sırrı iki kelimede: varlığından soyunmak.
Kendini tanımak, marifetlerin marifeti.
Sevgi garip bir yangın. Yaşaması için büyümesi gerek. O yangına her şeyini atacaksın; zamanını, gururunu, dehanı!
İdeolojiler, uçurumları aydınlatan hırsız fenerleri.
Dahi, münzevi bir yıldız; anasız doğan çocuk, anasız doğan ve zürriyetsiz ölen. Zirveden zirveye akseden şarkı.
Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmazlaştıranlardır.
İnsanlar hür doğarlar, eşit haklara sahiptirler; hiçbir hülya bana bu kadar çocuksu, bu kadar anlamdan yoksun gelmemiştir.
Sağ ve sol: Anladım ki bu iki kelime, aynı anlayışsızlığın, aynı kinlerin, aynı cehaletin ifadesidir.
Hiçbir zafer umulanı getirmez, hiçbir bozgun mutlak değildir.
Türk aydını yangından kaçar gibi uzaklaşıyor memleketten. Hayır kirlettiği bir odadan kaçar gibi.
Nereye gidersen git, bulacağın aydınlık, zihninin aydınlığı kadar olacaktır.
Mütercim, mutlak’ı arayan bir çılgın, “felsefe taşı”nı bulmaya çalışan bir simyagerdir.
Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir.
Değişiklik olmayan yerde, hayat yoktur. Keşke düşünceler de insanlar kadar çoğalabilse.
Güneş ülkeleri aydınlatır, sözler milleti.
Vakit geçmiyor diye şikayet ederiz. Neyin geçmesini istiyoruz? Hayatın. Ve hepimiz ölümden korkarız.
Biterek ölmek güzel şey, başlamadan ölmek korkunç.
Kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu.
Bizler ki aynı kitaba baş eğmiş insanlarız. Bizden ala akraba mı olur?
Kültür, kaypaklığı, müphemiyeti ve seyyaliyetiyle Avrupa’dır. Tarif edilmeyen, edilemeyen bir kelime.
Hayat herkesin yaşadığı, kimsenin yaşamaktan hoşlanmadığı komedya.
Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.
Bilgi, sonu gelmeyecek olan bir fetihtir.
Her toplum bir kitaba dayanır: Ramayana, Neşideler Neşidesi veya Kur’an: Senin kitabın hangisi?
Çatışmasız toplum beraber otlayan, beraber geviş getiren adsız bir sürü.
Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde.