Mutluluk mu? Evet, adını duymuştum.
Sen beni kandırmadın, ben sana inanmayı seçtim. Hepsi bu.
Kanayan yaralarına, kan dursun diye başka bedenler basarsan, sadece mikrop kaparsın.
Eğer bir insanı gerçekten unutmak istiyorsan onunla yaşadıklarını değil, onun sana yaşattıklarını hatırla.
Hiçbir zaman garantisi olmayan bir mutluluk için, hayatınızda kalıcı olan şeyleri yok etmeyin. Çünkü tek üzülen siz olursunuz.
Belki kimse olmayacak senin gibi; ama sende olmayacaksın eskisi gibi.
İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser.
Bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler.
Keşke yanımda olsaydın demiyorum, biliyorum ki; isteseydin olurdun.
Ne güzel demiş şair ”şimdi ben mutluluğa müebbet yesem, kesin yarın af çıkar.
Ne olurdu zamanla geçecek değil de zamanla gelecek deselerdi.
Gel de birbirimizin kadrini bilelim. Çünkü ansızın ayrılacağız birbirimizden.
Havam bozulmaya başladı yine. Gözlerim de dolmaya. Sanırım içimde bir yerlere sen yağdı gece gece.
Serçe kadar yüreğimin, gökyüzü kadar sancısı var bu gece.
Üç yanlışım oldu. Tanıdım, güvendim, inandım! Bir doğrum oldu. Sevdim ama üç yanlış, bir doğruyu sildi.
Bazen insan ‘Seni seviyorum’ diyemez. Sadece ‘Sana da iyi geceler’ demekle yetinir.
Sen kalmaya bir neden bulamadın ya, ben ölmeye ne bahaneler bulurum şimdi.
Çok sahiplenmeden seveceksin mesela. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin kalacakmış gibi.
Senin olanın yokluğu, bir alev gibi yaktı mı hiç seni?
Hayallerimin suya düşeceğini bilseydim onlara yüzmesini öğretmezdim.
Bazen sadece seninle konuşsun istersin. Ama o herkesle konuşur, sana susar.
Mızıkçılık yapmadan, oyununun kuralına uyup, yalanlarına inanıyormuş gibi yaptım. Devam etmiştim beni sevdiğine inanmaya.
Yüreğim hep gururuyla övündü. Burada gidene dur denilmiyor!
Biz de unutmuş gibi yaparız. Hiç kırılmamış, hiç ağlamamış gibi.
Eğer sonu mutlu bitmeyecekse, bana masalların dilinde konuşma ne olur.
Ağlamak gözlerdeki yaşı boşaltır, acın ise hep taze kalır.
Şarkılar yalan söylüyor, ağlatan hiç bir şey güzel değildir. (Alaattin Çağıl)
Eskiden karanlıklardan ve yağmurlardan korkardım şimdi ise yağmurlar gözyaşım oldu, karanlıklar ise sırdaşım oldu.
Kimine git dersin değerli olursun, kimini canından çok seversin gereksiz olursun.
Senin de sevdiğini sanmıştım. Ya da öyle olmasını istediğim için, kendimi buna inandırmıştım.
Ağlayan gözlerim bir gün mutlu olacak o zaman sen ağlayacaksın benim mutlu olduğumu görünce kahrolacaksın!
Ağlıyorsam sebebi vardır geceleri resmine bakıp içiyorsam bir sebebi vardır her şeyin bir sebebi vardır sebep aşksa her şey vardır!
Ağlıyorsa gözlerim kurumuş aşkımızın yeşermesi içindir bebeğim sen anlamazsın ben anlatıyorum gözyaşlarıma seni.
Ağlayan gecelerimin melodisi oldun mu hiç? Ağlayan gözlerimi sildin mi hiç? Ağlatmak için mi buldun beni insafsız!
Bir sonraki sessizliğim senin için güzelim zamansız gelen ayrılıklar kalbimi yaralar ağlayan gözlerim elbet bir gün aşk acısı için değil hayat acısı için ağlar.
Ben sana kalbimi değil hayatımı verdim ben sana yarınımı değil umutlarımı verdim ben sana adımı değil sevgimi verdim insafsız!
Gül şimdi ağlayan gözlerime bakarak gül! Yarınların için gül çektiğim acılar için gül sen hep gül beni düşünme gülüm.
Ben hayata adınla başladım sevginle gözlerimi açtım, şimdi sevginle ağlıyorum adından nefret duyuyorum.
Bir gün ölürsem haberim sana gelirse mezarımın başına sakın gelme sadece elini kalbine koy ve özür dile belki o zaman mutlu olurum.
Sıkıyor içimi bir parçan nefes alamıyorum o an! Ağlayan gözlerim oldu duman beni kendi halime bırak oldun artık yalan!
Geçirdiğimiz günlerde güldüğümüz yerlerde şimdi hazan rüzgârları esiyor gidiyorum rüzgârın estiği yere.
Bırak hayatım bana kalsın al anılar sende kalsın ver sevgimi belki o zaman anlarsın!
Uykusuz gecelerimde gözyaşlarımla yazdım adını kalbime güneşsiz günlerimde kanımla suladım resimlerimizi yeniden gelirsin diye!
Ben ölümüne sevdim seni sen ölümden kaçtın benim için ben sadece ölümü sevmişim senin için!
Hadi git durma eller anlar belki değerini benden ayrılınca bendeki değerin yok artık bunu unutma eller değerini bulsun belki mutlu olursun!
Ağlayan kalbime yoktur derman sensiz kaldım dinlemiyor gönül ferman adını aldığımda ağzıma sözlerim ağlar o anda seviyorum seni bunu unutma!
İhanete uğramış kalbim buruk olsa da nefretim peşinden gelecek bunu unutma nereye gidersen git lanet ettiğim her şey üstüne gelecek.
Eski anılarla değil yeni nefretlerimle seviyorum seni sanma ki unutmadım seni kalbimdeki nefret unutmuyor seni!
Güzel olsan da kalmaz bu dünya mecnun olsan da güvenmem artık sana artık herkes kendi yoluna ben seçtim yolumu sana elveda!
Adın ki en güzel kelimedir dağarcığımda ne zaman ansam; kelimelerim kendini asar darağacında.
Dünyaları sığdırırdım yüreğime. derdin bana bir zamanlar. Dünyaları sığdırırken yüreğine, beni sığdıramadın mı?
Seni seviyorum. cümlesi en çok sana yakışıyordu, en çok senden duymak mutlu ediyordu.
Uğruna ödediğin bedeller, mutluluğuna gölge düşürüyorsa, hak ettiğin mutluluk sana biraz pahalıya mal olmuştur.
Dün mahkememiz vardı, senin gözlerinle benim kalbim arasında. Senin gözlerin serbest kaldı, benim kalbim ise bir ömür boyu seni sevmeye mahkûm edildi…
Aynı kitapları okur, aynı filmleri izler, aynı müzikleri dinlerdik. Herkesten farklıydık biz. Biz gerçekten ayrıydık. Şimdi ne okusam, ne izlesem, ne dinlesem hemen elim telefona gidiyor sonra o eskidendi diyorum çünkü biz artık gerçekten ayrıydık