Derdini anlatmadan anladığım kişiler, şimdi derdim oldu.
Birlikte yaşayabileceğin biriyle değil, onsuz yaşayamayacağın biriyle ol Geldiği zaman boşluk dolduran değil gittiğinde yeri doldurulmayan biriyle ol.
Her şey güzel olacak; bu da geçecek; sen güçlüsün. diye diye yolu yarıladık. Ama her şey hep aynı kaldı.
Hep kalanlara gidenleri kattım. Bir gün yerine geçemediler. O kalanlara gidenleri kattım yine bir tane sen edemediler.
Sorsan ikimiz de mavi idik. Ama birimiz deniz, birimiz gökyüzü. Anlatabildim mi?
Bir ömür boyu seninleyim desende istemem artık. Çünkü sen rüzgarın çoşturduğu bir toz bulutusun. Bugün bana esersin yarın ellere.
Bir kaç tane şarkı, insanı çoğu kişiden daha iyi anlayabiliyor.
Aşkımız su üzerine yazılan bir masaldı, göz kırpımı kısalığında kelebeğin ömrü uzunluğundaydı Kalbimizde bir ömür boyu çekeceğimiz yaralar bıraktı.
Ah, omzumdaki yaralar bir deniz kuşu gelse öpse de, kanada dönüştürüverse.
Adını kalbime aşkla kazımıştım boş ver aldırma belki bir gün silerim. Güzel bir rüyayı gerçek sanmıştım Seni sevdiğim için özür dilerim.
Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam aşkımın küçüklüğüne değil, çaresizliğimin büyüklüğüne inan.
Haritalara bakıyorum evin yok, Sözcüklere bakıyorum adın yok Kendime bakıyorum seni görüyorum, çünkü benden başka yerin yok.
Sustum anlamadılar, konuştum inanmadılar. Çünkü herkes anlamak istediği ve inanmak istediği kadar vardılar.
Yaşanmamış bir hayatın gizli nefesi olarak tanıdım seni ve şimdi baktığımda sadece yalan hayatın tamamlamamış bir palyanco görüyorum seni.
Karar veremediğin için suçlamak kaderi, şartları, onu, bunu, şunu.
Dost bildiklerimiz hep vurdu bizi arkamızdan, ne zaman yüzümüze gülen olsa hep arkamızdan vurmuş laflarıyla, şimdi anlıyorum insanlara baktıkça daha çok seviyorum hayvanları aslında.
Özlediğini belli etsen bir dert belli etmesen başka bir dert. O yüzden en güzeli özlemeyin.
Biz hayatı renkleri ile sevdik ve her renkte hayata bir anlam verdik kendimizce, şimdi bakıyorum geriye aslında hayatın tüm renkleri seninle varolmuş sensiz bir hiçmişim sevgilim.
içimde sana olan sevdamın ateşi yanarken delice ve kimse bu ateşi söndüremezken, bir lafınla bitirdin içimdekileri ve sana verdiğim değeri, şimdi sana güle güle vicdansız sevgili.
Aklın kadar konuş desem, görüntüden başka bir şey değilsin.
Sen kalp atışlarımdın benim nefes aldığım her anımda, sen gözlerimdeki cennetimdin baktıkca hayata sarıldığım yalnılığımda, ama sen şimdi ellerinsin ve ben kaderine mahkum edilmiş bir serseriyim sevgilim.
Kimsenin derdine derman falan olamam. Daha kendi dertlerime, pansuman bile yapamazken.
Düşlerim sendin içimdeki sevgim, benim için nefes sendin sana bağlıydım ben sevgilim, şimdi bakıyorum maziye ağlarım sessizce, bırakıp gittiğin dünden beri seni beklerim sevgilim.
Hayatımın içinden aşk kavramını kökten çıkar, mükemmele yakın bir hayatım var.
Sen olmasanda yanımda kalbim hep seninle olacak, sen sevmesende beni benim kalbim hep senin için atacak, bir gün yalanlardan kaçtığında tek gerçek olarak ben yanında olacağım senin için sevgilim.
Herkes güler yüzlü, anlayışlı, kendi içinde mutlu ve mutlu edebilecek birini bekliyor. Çok bekleriz daha!
Mutluluğa açılan yelkenlerimdi senin adın, gözlerine bakınca anlardım yaşadığımı ve yaşayacaklarımı, bir yalan olduğunu anlayamadım yine yalanlara aldanmışım kalbim ağlar bu kaçıncı?
Belki hapiste değiliz ama hepimiz tutsağız. Bazılarımız korkularına, bazılarımız zevklerine, bazılarımız da hırslarına!
Dertlerim deniz oldu çırpınırım içinde, ne kadar mücadele etsemde çeker beni dertlerim en derine, son nefesimde bile adını haykırırım sensizliğime, SEN yoksan hayatımda ölüm hediye gibi gelir bana sensizliğimde.
Uyuyamamak neyse de, hem uyuyamayıp hem de acıkmak baya bildiğin Allah’ın bela verme yöntemi gibi.
Gözlerin kalbime kurşun misali saplanmışken ve beni yeniden hayata bağlamışken şimdi sensiz bir ölü gibiyim, kalbimde açtığın kurşun yarası kanar usulca ve ben sensizliğin kurbanıyım bu hayatta.
Yorgun bir kalbim, bıkkın bir ruhum var. İster misin?
Sensizlik demek ölümle yüzleşmek demek, sensizlik ölüme 1 adım demek, sen olmayınca hayatımda yaşamanın ne anlamı var? Sen yoksan yanımda benim bu hayatta ne işim var?
Başkalarını düşünmekten, başkalarının hayatını yoluna koymaktan kendi hayatımı nasıl dağıttıysam toplayamıyorum. Biri gelip şunu toplasın.
Beynime kazımışım hayalini, nereye bakarsam bakayım hep seni görürüm sevgili, bırakıp gitmeseydin seni seven bu genci, bırakıp gitmeseydin yaşanacak günlerimiz olurdu sevgili.
Her tercihin üzerinde, tercih edilmeyenin laneti var.
Aklımda geldikçe lanet ediyorum yaşadığıma, nereye baksam seni görüyorum ve gözlerimi açmak istemiyorum hayata! Şiirimdin sen benim aldığım nefes gibiydin hayatımda, şimdi sensiz bir hiç gibiyim yaşasam kime ne fayda?
En çok hayal kırıklığını en güzel hayaller kurduğumuz insanlar yaşatıyor. Yüzümüzü hayal kurmadığımız insanlar güldürüyor. Anlamadım gitti.
Derdini anlatmadan anladığınız kişiler, şimdi sizin derdiniz oldu. Güle güle kafayı yiyin, afiyet olsun.
Cümleler hafif kalıyor yaşanılanların ağırlığı karşısında. Bu yüzden susmak bu aralar en çok kullandığım iletişim şeklim.
Artık sadece aklımın köşelerinde varsın, oraları da ziyareti yakında keserim.
Şimdi tanımaya kalksan tanıdığın gibi kalmayacak, tanısan istediğin gibi olmayacak, istediğin gibi olsa sıkılacaksın. Çok zor iş, boşver.
Başarıya giden her yol mübahtır sözüyle başladı, belki de tüm kötülükler, vefasızlıklar!
Geçen zamana, geçerken, nanik yapsaydım keşke. Gülerdim hiç olmazsa beyaz saçlarıma, çizgili suratıma baktıkça. Gülümserdim.
Vücudumun %70’i su falan değil; bildiğin sıkıntı.
Umutlarımı götürdün kendinle birlikte, yarınlarım silindi söylediğin son sözünle belki pişman olursun dönersin günün birinde, ben olmayacağım bıraktığın yerde.
Dertli insanların ihtiyacı köşeye sıkıştırılmak değil, hislerine kulak verilmesidir.
Yaşanmış günlerin hatırına iyi anacağım seni aklıma geldiğin anlarda, ne olursa olsun yaşandı ve bitti saygısızca, canın sağ olsun belki bensiz mutlu olursun yalanların kucağında.
Aklımda öyle biri var ki, ne idare edebiliyorum ne de iade.
Dert sende iken dermanı bendeydi, acılar bende iken ilacı sendeydi, gözlerim yağmurluyken güneşimdi gözlerin, şimdi doğruların içindeyken yalanım oldun gittin sen vefasız sevgilim.
Sorun şu ki; İnsanlar artık bir kalbe sahip olduklarını unuttular!
Kaldırımın başında yine tek başıma kaldım. bir kere dağıldım kendimi toparlayamadım. Sessizliğin içinde kayboldum yanımda kimseyi bulamadım. Allahımdan başkasına da yalvarmadım.
Kalbini hak etmeyen birine verdiğin müddetçe acı çekmeye mahkumsun.
Senden habersiz sevdim seni, senden habersiz aldığım fotoğraflarına “sana aşığım” dedim, seviyordum seni senden habersiz.
Yanıma yaklaşma dertle doluyum, sen de uzaktan sev gitsin beni.
Aramayacaksın kimseyi, olması gerekenler, zaten yanında. Ve yanında olmayıp gidenler; ne aklında olmalı ne umurunda!
Gülüşün hala aklımdayken, dilimin unuttum demesi çok saçma olmaz mı?
Bazen her şeyi bırakıp sokaklarda kendimi şaraba vurmayı düşünmüyor da, değilim tabi.
İçimize de atamıyoruz, orası da doldu!
Unutmak mümkün olsa, yıldız gözlerini unuturdum hayalimde ki gülüşünü görmek istemezdim, Unutmak isteseydim şuan ağlamazdım sensizliğime.
Hala hayattan bir umudum varsa, senin gülüşün sayesinde.
Yaralı kalbim can çekişiyor bedenimin içinde, görmez oldu gözlerim sensizliğin ayaz gecelerinde, gülmüyor yüzüm sensiz yaşanmıyor, mutlu olmak yok hayatımda senden sonra yaşamak haram bana.
Ruh dünyamda kavimler göçü var, bu aralar.
Gözlerim seni ararken boş sokaklarda, hayalini düşünürüm tek teselli bu bana, şimdi bensiz mutlu musun oralarda? Dön desem gelir misin seni seven bu adama?
Hayata bir çizgi çektim seni tanıyınca, sensiz hayatı ben yaşamamışım bakınca gözlerine daha iyi anladım, şimdi yoksun yanımda yeniden çizgi çekiyorum sensiz yaşanmamış olan yarınlarıma.
Sonbaharda düşen yapraklar gibi bizde düşüşteyiz. Soğuk beyaz bir kışa doğru.
Kim bilirdi sensizliğime sarılacağımı? Kim derdi sensiz gecelerimde ağlayacağımı? şimdi sensiz mutluluğa hasretim sensizliğimde acılarıma dost oldum sevgilim.
Herkes derdini anlatıp gidiyor. Kimse derdin var mı diye sormuyor.
Bir tane daha ‘memnun oldu mu’ ziyan edecek lüksüm yok, o yüzden tanışmıyorum kimseyle.
Kaybetmekten korktukların, zaten hiç senin olmamışlardır.
Düşünüyorum seni ve düşünüyorum sensizliği, seninle mutlu olan gözlerim şimdi sensiz yaşlı sevgilim.
Umarım sabah tüm şehir bembeyaz olur, başka türlü bitmeyecek bu sıkıntılar.
Ağlıyorum yalnızlığıma, ağlıyorum sabahı olmayan yarınlarıma, şimdi sen yoksun hayatımda yaşamak neye yarar sensiz aldığım nefesin ne anlamı var söyle bana?
Beni yıpratan hayatın kahpeliği değil, İnsanların sahteliği!
Dertlerim içimde birikiyor kum misali, gözlerime vuruyor acısı kalbimi dağlıyor yarası sensizlik bitiriyor beni dön gel ne olur canısı.
O hep iyi olsun diye sen hep dua edersin, o hiç bilmez!
Bende unutabilmek isterdim senin gibi yaşadıklarımızı, çekip gitmek isterdim senin gibi uzak diyarlara, bende gülmek isterdim yıkıp gittiğim hayatın ardından senin gibi.
Nasıl da soğuyor. Sanki sırtında bir hırkaydım da, çıkarıp kenara attın.
Özlüyorum seni ve seni özlüyorum kendimde, sen benden gittiğinden beri ben bende değilim, kendimi tanıyamaz oldum sensizliği kaldıramıyorum dön gel sevgili!
Kalp kırılganlığı bir süre sonra geçer de, incinen gurur bir türlü iyileşemez.
Sensizliğin rüzgarı üşütür bedenimi, sensizliğin acısı yakar içimi canısı! Şimdi gözyaşlarım şahittir yalnızlığıma her nefesimde adını anıyorum bıraktığın yerde seni bekliyorum.
Bir masal daha böylelikle bitti, ve yine hayat oyuncularını seçti başrolde sen ve ben, konu ise ayrılık.