En Güzel Sözler Sayfa İçeriği:En Güzel Sözler, En Güzel Sözler Kısa, En Güzel Sözler Facebook, En Güzel Sözler Twitter, En Güzel Sözler Whatsapp, En Güzel Sözler Yeni, En Güzel Sözler instagram,Çok Güzel Sözler, Çok Güzel Sözler Kısa, Çok Güzel Sözler Facebook, Çok Güzel Sözler Twitter, Çok Güzel Sözler Whatsapp, Çok Güzel Sözler instagram
Sizler için Harika Bir sayfa hazırladık. İnternette başka Bir Yerde bulamayacağınız en güzel sözler Yer Aldığı Bir sayfa. Bu sayfaya hiçbir yerde bulamayacağınız en güzel sözler eklendi , çok beğeneceksiniz. Sayfamızda yayınlanan etkileyici güzel sözleri sevdiklerinizle Paylaşmak isteyeceksiniz. Sayfamızda yayınlanan en harika güzel sözleri facebook da Twitterda paylaşabilirsiniz. Sayfalarımız Hakkında YORUM ya da Eleştiri yapabilirsiniz. Bize YORUM Bölümünden ya da Posta adresimizden ulaşabilirsiniz.
Üstüne basarak söylemiştim seni seviyorum diye. Sen ise üstüme basa basa gitmeyi tercih ettin.
Baktım sana kızgın değilim, kırgın değilim, dargın değilim… Kısacası artık ben sana “hiçbir şey” değilim.
Tek pişmanlığım kelimelerimi bile hak etmeyen insanlara, saatlerce cümleler kurmaktır.
Geçer elbet efendim… Bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer ama mutlaka geçer…
Kalbini kırıyor diye üzülme! Belki de hak etmediği yerden çıkmaya çalışıyordur.
Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu. Önce özlüyor, sonra ağlıyor, akşamları küsüyor, geceleri çok seviyorum.
Ne zaman pişman olursun biliyor musun? Yarım bıraktığını, başkası tamamladığında.
Her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde; sakın vazgeçme! İşte orası kaderinin değişeceği noktadır.
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
Çok şey vardı anlatılacak. O yüzden sustum… Birini söylesem diğeri yarım kalacaktı. Az zamana çok şey sığdırmamız gerekiyordu. Ben de sadece gözlerinin içine bakıp sustum… Sen duydun mu, sustukları mı?
Bazen diyorum ki ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum söyleyince ne olacak sus bitsin…
Öleceğiz bir gün, gömecekler. Bir kaç gün övecekler, sonra kalan malını bölecekler. Hatta memnun kalmayıp üstüne birde sövecekler.
Sen yeter ki içinden de olsa bir seni seviyorum de; benim kulaklarım çınlasın kâfi.
İnsanlar seni yanlış anladığında dert etme, duydukları senin sesin, fakat aklından geçirdikleri kendi düşünceleridir.
Bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak istersen, nabzına değil onuruna bak, duruyorsa yaşıyordu!
Seni affedecek kadar olgunum ama tekrar güvenecek kadar aptal değilim.
Unutulanlar unutanları asla unutmazmış. Sanırım mutluluk beni unuttu çünkü ben onu hiç unutamıyorum.
Keşke çocukken fazla mutlu olmayıp birazını da bu zamanlara saklasaydım. Lazım oluyor arada.
İnsanın en büyük hatası sevmek değil, sevmeye layık olmayan birinden sevilmeyi beklemektir.
Önce vardın, hiç kimseye benzemiyordun. Şimdi yoksun, herkes gibi oldun.
“Her şey çok güzel olacak” masalı yerine, “kötü şeyler de olacak ama yanında olacağım” samimiyetini seviyorum.
Nasıl oluyor da vakit bir türlü geçmezken yıllar, hayatlar geçiyor.
Beni ya sev ya da sevme. Kendimi sevmeyi öğrenmem yirmi küsur yıl sürdü, bir başkasını da ikna edecek kadar zamanım yok.
Kalbi kırdıktan sonra gelen özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir. İhtiyaç kalmaz.
İnsanı en çok üzen şey; ummadıkları kişiler adam olurken, adam sandıklarının insan bile olamamış olmasıdır.
Adam gibi sevenin aldığı ödüldür yalnızlık.
Aşkları da ayakkabılarınız kadar itinayla seçmezseniz, tıpkı ayağınızda olduğu gibi yüreğinizde de NASlR oluşabilir…
Gidiyorum hayatından, gözlerinin buğusunu, yüreğinin kokusunu aldım gidiyorum.
Bir yandan hiç hatırlamamak üzere unutmak istersin, bir yandan da bu dünyada seni ondan başkasının mutlu edemeyeceğini bilirsin.
Sen gittin artık yoksun ve boşuna yağıyor yağmur. Birlikte ıslanamayacağız ki.
Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır.
Şimdi söndü ışık sustu dudağımdaki sen çalan ıslık. Dünya ahiret acımsın artık.
Bana bir günün 24 saat, bir saatin 60 dakika ve bir dakikanın 60 saniye olduğu öğretildi ama sensiz geçen bir saniyenin sonsuzluk kadar uzun olduğu öğretilmedi.
Yağmurlar düşünce tenime her damlayı sen sanıp aşk bildim. Ve biliyor musun gölgeni bile çok özledim.
Alıp başımı gidesim var da aklımdakileri valize sığdıramıyorum.
Küçükken annem, yerde ekmek görünce: yükseğe koy kuşlar yer derdi. Sevdiklerimizi hep yüksekte tuttuk, acaba kuşlar mı yedi?
Yüreğine giden bir bilet kes, cam kenarı değil can kenarı olsun.
Paslı bir yalnızlıktı avuçlarımda, ardımda bir yürek yükü rüzgar. Ne zaman sevmeye koyulsam, doğrulup çoğaldı ayrılıklar.
Ey yalnızlık nikâh mı kıydın bana. Helalimmişsin gibi her gece giriyorsun koynuma.
Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak…
Ben senin mutluluğunu istiyorum dedi ve aldı gitti.
Sen bakma benim bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz.
Açtığın yaralara zaman ve dua sürdüm bekliyorum.
Aramayacaksın kimseyi, olması gerekenler zaten yanında. Ve yanında olmayıp gidenler; ne aklında olmalı ne umrunda.
Gidişin hüzünlü gözlerimde, acısı yüreğimde kaldı.
Biliyorum, sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla, dünya sana dar. Ama dayan gönlüm. Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.
Kalbe kan pompalamaktan başka görev verince saçmalıyor…
Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.
Hiç ayrılamam derken, kavuşmak hayal oldu.
Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir.
Her şey gelip geçici ey gönül. Bak, az önce aldığın nefes bile geldi geçti. Sen baki olana razı ol.
‘O kadarını da yapmaz’ diye düşündüğüm herkes, tam olarak o kadarını yaptı.
Ne cenneti merak ediyorum ne de cehennemi. Çünkü ben annemi gülerken de gördüm ağlarken de…
Kiminle güldüğünü unutabilirsin; ama kiminle ağladığını asla.
Ya hatalarınla yüzleşir ya da hatalarınla yüzsüzleşirsin. Cahil olmak ayrı, pislik olmak ayrıdır.
Tutamayacağın sözleri verdiğin kalpte, tutunamayacağını da hesap etmeliydin.
Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey, değmeyenlere yüreğimin değmiş olmasıdır!
Gamzelendi gönül yine devası ah’tır. Gönlü mahzun olanın dostu Allah’tır.
Gözüm gözüne değmeden yazdığım şiirlerim melal. Varsın değmesin razıyım ey yâr böylesi daha helal!
“İlahi sen” dedi, “ömürsün”. “Estağfirullah” dedim, “ömrümsün”.
Veren de o alan da o, nedir senden gidecek? Telaşını gören de, can senin zannedecek.
Giderek daha çok seviyorum seni demişti. O yüzden gitti demek ki.