Ömer Hayyam Sözleri

Ömer Hayyam Sözleri

Ömer Hayyam Sözleri, Ömer Hayyam Sözleri Kısa, Ömer Hayyam Sözleri 2015, Ömer Hayyam Sözleri Facebook, Ömer Hayyam Sözleri Twitter, Ömer Hayyam Sözleri Whatsapp, Ömer Hayyam Sözleri instagram, Ömer Hayyam Sözleri, En Güzel Ömer Hayyam Sözleri Kısa, Ömer Hayyam in En Güzel Sözleri 2015, Ömer Hayyam in En Güzel Sözleri Facebook, En Güzel Ömer Hayyam Sözleri Twitter, Ömer Hayyam in En Güzel Sözleri Whatsapp, Ömer Hayyam in En Güzel Sözleri , En Güzel Ömer Hayyam Sözleri instagram

Ömer Hayyam Sözleri

Ben Haram ile Helali karıştırmam. Dost ile içilen ‘RAKl’ helaldir, ‘Puşt’ ile içilen su bile Haram.

Kendini satmayan adama ekmek yok. Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya.

Can o güzel yüzüne vurgun, neyleyim; gönül tatlı diline tutkun, neyleyim; can da, gönül de sır incileriyle dolu; ama dile kilit vurmuşsun, neyleyim.

Bir geldi mi ağır ölüm uykusu. Biter bu dünyanın dedikodusu.

Bir yürek ki yanmaz yürek denir mi ona, sevmek haram yüreğinde ateş olmayana bir günü sevgisiz geçirdinse yazık, en boş geçen günün o gündür inan bana.

Bu dünyaya istediğimiz gibi gelmedik, bu dünyadan istediğimiz gibi gidemeyiz.

Ayağa kalk! Uyumak için önümüzde sonsuzluk var.

Ey özünün sırlarına akıl ermeyen; suçumuza, duamıza önem vermeyen; günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; umudumu rahmetine bağlamışım ben.

Hayat kısa insanoğlu! Kesildikçe yeşeren otlar gibi yeşeremeyeceksin bir daha.

Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam. Ben haramla helali karıştırmam. Seninle içilen şarap helaldir, sensiz içilen su bile haram.

Cennette cehennem de senin içinde.

Cennette huriler varmış, kara gözlü; içkinin de ordaymış en güzeli. Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz: bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili.

Adelet evrenin ruhudur.

Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari bırak aldatmacayı, ikiyüzlülükleri; şarap içmem diye övünüyorsun, ama yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?

Tanrım niye ekşi ayranı edersin helal de şarabı haram. Bir kerpicim de olsa, satar yine şarap içerim.

Seninle içilen şarap helaldir. Sensiz içilen su bile haram.Var mı daha ağır yük zamanı çekmek kadar. Yaşama sebebimsin, su kadar, ekmek kadar. Ayrılığın özlemin her şeyin bir hazzı var. Seni anlamak da güzel, seni beklemek kadar.

Bir elde kadeh, bir elde Kuran; bir helaldir işimiz, bir haram. Şu yarım yamalak dünyada ne tam kâfiriz, ne tam Müslüman.

Ya sırtımıza alıp taşıyoruz, ya ayağımızın altına alıp çiğniyoruz, öğrenemedik bir türlü yan yana yürümeyi.

Eğer her şeyini kaybetmişsen ve cebinde bir ekmek alacak kadar paran kalmışsa, git kendine bir demet menekşe al ve ruhunu besle. Bence bu çok anlamlıdır ve kişinin öncelikle ruhunu beslemesi lazım.

Vefasız dünya diye yakınıp durma; dünya elindeyken tadını çıkarsana! Herkese vefalı olsaydı dünya sıra mı gelirdi senin yaşamana?

Bahtımın kökü yeşerip dal budak da verse eğretidir bu ömür diye giydiğin elbise; mıhları gevşek bir gölgeliktir beden çadırı, pek dayanma sakin ne kadar sağlam da görünse.

Akıl bu kadehi övdükçe över; alnından sevgiyle öptükçe öper; zaman ustaysa bu canım nesneyi hem yapar hem kırıp bin parça eder.

Felek ne cömert ne aşağılık insanlara! Han hamam, dolap değirmen, hep onlara. Kendini satmayan adama ekmek yok; sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya!

Her sabah yeni bir gün doğarken, bir gün de eksilir ömürden; her şafak bir hırsız gibidir elinde bir fenerle gelen.

Eğer her şeyini kaybetmişsen ve cebinde bir ekmek alacak kadar paran kalmışsa, git kendine bir demet menekşe al ve ruhunu besle. Bence bu çok anlamlıdır ve kişinin öncelikle ruhunu beslemesi lazım.

Bir çember çizilse merkezinde ben, kenarında sen. Sen döndükçe beni; ben döndükçe seni görsem. Öyle bir an gelse ki; yarıçap sıfır olsa.

İki günde bir somun geçiyorsa eline soğuk suyu da olursa bir kırık testide niçin kendinden kötüsüne kul olur insan, ne diye girer kendi gibisinin hizmetine?

Bir kalp ki onun sevmesi aldanması yok tutkunluğu yok, bir güzele yanması yok bin kez yazık olsun sevgisiz yüreğe aşksız geçecek günlerin faydası yok.

Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş! Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş! Şu durmadan kurulup dağılan evrende bir nefestir alacağın, o da boştur boş!

Sevdiğini mertçe seven kişi, pervane gibi özler ateşi. Sevip de yanmaktan korkanın masal anlatmaktır bütün işi.

Seni aramaktan dünyanın başı dertte; zengine de göründüğün yok, fakire de; sen konuşursun da biz sağır mıyız yoksa hep kör müyüz, sen varsın da görünürde.

Yıllar günler gibi geçti gider; nerede o eski dertler, sevinçler? Belaya aldırmaz aklı olan, bu da her şey gibi geçer, der.

Aşk ki gerçek değilse, tutkusu olmaz. Ateşi köze döner, kokusu olmaz. Aşık olan gün, gece, ay ve yıl yanar; güneş, ışık, rahat ve uykusu olmaz.

Güçlü olduğuna inandırdın beni; bol bol da verdin bana vereceklerini. Yüz yıl günah işleyip bilmek isterim; günahlar mı sonsuz, senin rahmetin mi.

Bu zamanda az dostun olsun, daha iyi! Herkesle uzaktan hoş beş edip geçmeli, can gözünü açınca görüyor ki insan; en büyük düşmanıymış en çok güvendiği. Yalan mı?

Okunu attı mı ölüm, siperler boşuna; o şatafatlar, altınlar, gümüşler boşuna.

Dal goncayı bir sabah açılmış buldu, gül melteme bir masal deyip savruldu, dünyada vefasızlığa bak; on günde bir gül yetişip, açıp, solup kayboldu.

Her ağızda bir yemin artık, sakin ha inanmayınız. Biri bir şey mi söyledi; söze değil söyleyene bakınız.

Sen sofusun, hep dinden dem vurursun, bana da sapık, dinsiz der durursun. Peki, ben ne görünüyorsam oyum. Ya sen ne görünüyorsan o musun?

Dünya üç beş bilgisizin elinde; onlarca her bilgi kendilerinde. Üzülme; eşek eşeği beğenir; hayır var sana ‘kötü’ demelerinde.

Yaşamanın sırlarını bileydin ölümün sırlarını da çözerdin. Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok: yarın, akılsız, neyi bileceksin.

Dert içinde sevinci bul da yaşa; haksız düzende haklı ol da yaşa; sonu nasıl olsa yokluk dünyanın, varından yoğundan kurtul da yaşa.

Ne diyebilirim ki sana, varlığın sırları saklı senden, benden; bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben. Bizim ki perde arkasında dedikodu; bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.

Niceleri geldi, neler istediler, sonunda dünyayı bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler.

Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben. Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben. Perde ardında sen ben dedikodusu var amma, Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben.

Gören göze güzel, çirkin hepsi bir; âşıklara cennet, cehennem, hepsi bir; ermiş ha çul giymiş, ha atlas; yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir.

Herkes, gönlünce bir yol arıyor kendine. Kimi arayışı sürdürmekte, kimi bulduğundan emin. Ama bir gün, bir ses haykıracak göklerden, herkesin yolu kendine varır, arama başka yerde.

Yaşamanı akla uydurman gerekir, ama bilmezsin akla uygun olan nedir; bereket eli çabuktur zaman ustanın, başına vura vura sana da öğretir.

Gül yanaklı sevgiliyi saramaz insan yüreğine diken batmadan, vurulmadan. Kim bir güzelin saçına dokunabilmiş tarak gibi dış dış, didik didik olmadan?

Bizim şarap içmemiz ne keyfimizden, ne dine, edebe aykırı gitmemizden, bir an geçmek istiyoruz kendimizden, içip içip sarhoş olmamız bu yüzden.

Ey sevginin sırlarından habersiz yaşayanlar, bilin ki tüm varlığın baş kaynağı sevgidir, sevgi.

Dünyada akla değer veren yok madem, aklı az olanın parası çok madem, getir şu şarabı, alsın aklımızı, belki böyle beğenir bizi el âlem!

Ayrılığın özlemin her şeyin bir hazzı var. Seni anlamak da güzel, seni beklemek kadar.

Ya sırtımıza alıp taşıyoruz, ya ayağımızın altına alıp çiğniyoruz. Öğrenemedik bir türlü yan yana yürümeyi.

Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.

İnsan yiyeceksiz, giyeceksiz edemez, bunlar için didinmene bir şey denmez. Ondan ötesi ha olmuş, ha olmamış, bu güzelim ömrünü satmaya değmez.

Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin tekkede, manastırda eremezsin. Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada cennetin cehennemin üstündesin.

Girme şu alçakların hizmetine, konma sinek gibi pislik üstüne. İki günde bir somun ye, ne olur! Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.

Geçmiş olan dünden hiç yâd etme, yarın da gelmemişken feryat etme, düşünme geleceği de geçmişi de, şimdi şen ol da yaşamı berbat etme.

İçin temiz olmadıktan sonra hacı hoca olmuşsun; kaç para! Hırka; tespih; post; seccade güzel ama tanrı kanar mı bunlara?

Ayrılığın özlemin her şeyin bir hazzı var, seni anlamak da güzel, seni beklemek kadar.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM